KISA FİLM / SNOWDRIFTER (2012)

12:00 merababenseda 2 Comments

Kar dolu geçen günlerimiz adına, tatlı mı tatlı bir kısa film paylaşıyorum sizinle.
 Keyifli pazartesiler. 


detaylı bilgi için FİLMİNEBANDIM 'a uğrayınız.

2 yorum:

NELER İZLEDİM #28

16:28 merababenseda 10 Comments



Merhaba. Şu soğuk günlerde dışarı çıkıp gezmek hiç içimden gelmediğinden ve de işimin yoğunluğundan dolayı halim kalmadığından  iş-ev arasında gidip gelen hayatımı tek renklendiren şeyler film/kitap. Bolca izleyip, okuduğumdan paylaşacak da çok şeyim var. Hadi haftanın beşliğine buyuralım!

     2005 yapımı, bol ödüllü ( Plutzer ve Tony'nin de mevcut olduğu) bir tiyatro oyunundan uyarlama olan Proof, inandırıcılığın sınırlarında bizi bolca gezdiren bir film. Başrollerde Gwyneth Paltrow (aşkım) , Antony Hopkins (aşkım 2) ve Jake Gyllenhaal var ki, Onları izlemek şahane. Babası büyük bir matematik dehası olan Catherine, O'nun ölümüyle içine kapanmış ve yalnız yaşamaktadır. Babası ölmeden önce fazlaca dehadan ileri gelen delilikle savaşmaktaydı. Bu delilik az biraz da olsa Catherine' e de bulaşmış olabilirdi. Hep babasının başarılarının gölgesinde kaldığı için kendisinin de matematikte başarılı olduğunu gösterip kanıtlaması oldukça zorlayıcı olacak! Çoğu yerde 'acaba' larla boğuşacağınız, neyin doğru olduğunu anlamaya çalışırken akıp giden bir film. Güzel bir alternatif.


IMDb sırası ve puanı :  0 - 6.8

       2011 yılından komik ve bir o kadar çerezlik What's Your Number ile devam! Korkunç Bir Film serisiyle yıldızı parlayan (klişe laflarım nasıl?) Anna Faris ve genellikle görüldüğünde kızlarda iç çekmeye neden olan Chris Evans başrollerde. Ally, kız kardeşinin bekarlığa veda partisinde oynadıkları oyunda, gruptaki tüm kızlardan çok daha fazla :D erkekle yattığını öğrenir. Bunun üzerine bi karar alır; başka hiçbir erkekle yatmayacak ve evleneceği son adam bu yattığı erkeklerden biri olacaktır. Karşı komşusu bizim yakışıklı Chris, O'na eski sevgililerini bulmasında yardım edecektir. İşte filmde bu erkeklerle olan hikayelerini, nasıl ayrıldıklarını ve neden tekrar bir araya gelemeyeceklerini izliyoruz. Bu süreçte Chris ve Ally birbirlerine aşık olurlar ancak başka hiçkimseyle yatmama kararı Ally' yi geri çeker. Ama bi dakka, ya Ally sayı sayarken bi hata yaptıysa?

IMDb sırası ve puanı :  1793 - 6.0
İLGİNÇ BİLGİLER
* Anna Faris; gerçek hayatta, filmde eski sevgililerinden birini oynayan Chris Pratt ile evli.
* Düğünde arkada çalan grupta bir Türk müzisyen vardı. En sondaki akışta farkettim. Adını şimdi bulamadım ama o zaman araştırmıştım. Başarılı bir müzisyenimizdi.

     Scarlett Johansson'un unutulmaz bir oyunculukla arz-ı endam ettiği Under the Skin, 2014 yılının ses getiren filmlerinden biri olmuştu. Dünyaya gelip, insan formuna bürünüp, güzelliğini kullanarak arabasına çektiği otostopçuları bir güzel öldürüp kendi gezegenine götürme planı olan bir uzaylı olarak izlediğimiz Johansson, her uzaylı keşke senin gibi olsa dediğimiz türden:D Oldukça basite indirgenebilen bir konuya sahip Under the Skin için, benim görüşlerim ortalamayı pek geçemedi. Filmin yönetmeninin aslında başarılı bir klip yönetmeni olduğu düşünülürse, sahnelerde bu etkiyi görmek mümkün. O nedenle sekanslar bazen çok uzayıp, anlamsızlaşabiliyor. Kafayı çok yormayan, kaliteli bir film izlemek izleyenler için not edilesi. Ancak bu basit konunun altında yatan derin anlamları da unutmamak lazım. 

IMDb sırası ve puanı : 755 - 6.3
İLGİNÇ BİLGİLER
* Johansson'un güzelliğiyle arabasına çektiği karakterler aslında gerçek oyuncular değilmiş. Yönetmen arabaya gizli bir kamera yerleştirmiş. Farkına vardıklarında açıklamışlar bir filmde olduklarını. Tabi Johansson'u da nasıl tanıyamamışlar orası muamma.
* Filmin hazırlık aşaması, yaklaşık 9 sene sürmüş.
* Steven Schneider'in yazdığı "1001 Movies You Must See Before You Die" adlı kitabına da dahil olmuş.

     İsmi ve afişi karşıma sıkça çıkan District 9, bir de Deep'in blogunda karşıma çıkınca izlemeden edemedim. Yine uzaylıları işleyen bir film. Dünyaya inen bir uzay gemisi, gitmeye de hiç niyeti yok. Toplum içinde karışıklıklara neden oldukları için, 9. Bölge denilen yerde lanet bir şekilde yaşamaya zorlanmaktalar. Yani tabi onlar da zararlılar filan ama, vahşi uygulamalara maruz bırakılıyorlar. Neyse efendim; bu bölgenin sorumluluğunu alan Wikus'a, bir gün oradayken yaşanan karmaşada bir sıvı bulaşır. Ne olduğunu başta anlayamaz ama zaman geçtikçe kendisinde bazı değişimler başlar. Kusar, uzuvlarında farklılaşmalar olur vs. Bunun yetkililer tarafından anlaşılmasıyla yakalanır, uzaylı muamelesi görür, karısı olacak şerefsiz de terkeder adamı. Wikus pes etmez ve kurtulmak için uzaylılarla beraber, insanlara karşı savaşır. Sonu o kadar etkileyiciydi ki, sırf bunun için izlemenizi öneriyorum.

IMDb sırası ve puanı : 1079 - 8.0
İLGİNÇ BİLGİLER
* Filmin yapımı sırasında 6 farklı son belirlenmiş.
* Bu film de "1001 Movies You Must See Before You Die" adlı kitaba dahil olmuş.

     Yine Deep'ciğim sağolsun güzel bi film daha keşfettim. 2002 yapımı Cate Blanchett'in senaryoyla beraber omuz omuza başarılı bir film çıkarttığı Heaven, heyecanı yüksek tutan cinsten. Öğretmen olan Philippa, kocası ve birkaç öğrencisini elinden alan uyuşturucuyu satan adamı bulmuştur. Ancak polise yüzlerce ihbarda bulunmasına rağmen adam yakalanmamıştır. İntikamını kendisi almak isteyen Philippa, yanlış bir plan yapınca suçlu konumuna kendisi düşer ve tutuklanır. Bu tutukluluk sırasında dillerini bilmediğini söyler ve tercüme eden Flippa ile aralarında gizliden gizliye bir anlaşma başlar. Kadına aşık olan genç polis, O'nu kurtarmak için işinden vazgeçer ve beraber oldukça bilinmez bi kaçışa kalkışırlar. Filmi çok ama çok beğendim. Blanchett'in oyunculuğu efsane ötesiydi. Bence, az kişinin bildiği güzel filmlerden. Mutlaka izleyin. 

IMDb sırası ve puanı : 0 - 7.1

Yağmur eşliğinde yazdığım yazımın sonuna geldik. Sıkılmadan okuyup, bu cümleye kadar geldiyseniz çok teşekkür ederim. Ben şimdi kız kardeşimle yağmura inat dışarı çıkıp puding alıcam :D Hemen yapıp, akşama da üzerine muz doğrayıp yemek gibi oldukça basit bir planım var, ama çok mutlu eden bir plan. Sizin planlar neler, bugün neler yaptınız, filmleri beğendiniz mi, arasında izledikleriniz var mı, hepsini hepsini merak ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum. Görüşmek üzere.





10 yorum:

NELER İZLEDİM #27

18:33 merababenseda 4 Comments


Son üç haftanın en sakin pazarından merhabalar. Bugün dışarı çıkmak yerine evde kalıp, uzun bir kahvaltı yapıp, biraz kendime vakit ayırıp, bloglarda vakit geçirme planımı yürürlüğe koydum. Sizlerle de konuşmak istediğim için bir beşlik yazısı hazırlamak istedim. Buyrunuz efendim.

     Marvin's Room, 1996 yapımı, içerisinde Oscar dahil bir çok ödüle sahip olan dev oyuncuları barındıran, dram ağırlıklı bir film. Genç yaşta hasta babasına bakmak istemeyip sorumluluklarından kaçan Lee, kendisine yeni bir hayat kurmuştur. Yeni hayatı da maddi zorluklar, kötü bir eş ve sorunlu bir evlat yüzünden çok da iyi gitmemektedir. Ama bir gün, kalıp babasına bakmayı tercih eden kız kardeşinden hüzünlü bir çağrı alır. Kardeşi kan kanseridir ve uygun ilik için O'nu ve çocuklarını eve çağırır. İşte, iki kız kardeş arasında geçen yer yer suçlayıcı, ardından bağışlayıcı, sorunlu bir yeğenle teyzesi arasında geçen iyileştirici sohbetler ve hasta babanın hepsinde yarattığı merhamet filmin devamı. Bir tiyatro oyunundan uyarlama olan film, Leonardo DiCaprio'nun asi gençliğini özleyenler için de güzel bir alternatif :)

IMDb sırası ve puanı : 4508 - 6.7

     Klişelikten bir tık da olsa uzaklaşmayı başarmış 2014 yapımı bir filmle devam. Kendime İyi Bak, ismi üzerine biraz düşündüren, afişini görünce de bir izlesem mi izlenimi uyandırdı bende. Şimdi konuyu anlatsam kesin spoiler filan veririm çünkü o derece keskin noktaları var. Durduk yere film zevkinizi mahvetmiyim :D Yani genel olarak konu şu; evlenmeye hazırlanan bir çiftimiz var. Davetiye kısmına geldiklerinde erkek, üniversite arkadaşlarıyla buluşur ve eski sevgilisi hakkında duyduklarıyla kafası bi güzel karışır ve işin peşini bırakmaz. Tabi bu aşamada flashback in allahını yaşıyorlar. Ben filmlerde seviyorum flashbackleri. Begüm Birgören, Onur Öztürk ve Aslı Tandoğan'ın oyunculukları çok iyiydi. 


SEVDİKLERİM

Bu filmde daha önce hiç denk gelmediğim bi şey vardı. Mesela flashbacklerde görüntü önce siyah-beyaz, sonra renkleniyor, ardından tekrar siyah-beyaz a dönüyor. Bu renk geçişlerini sevdim. Farklı geldi, ortama hava kattı :D

IMDb sırası ve puanı : 0 - 6.3

     2008 yapımı, Richard Gere ve Diana Lane'in Unfaithful filminin rövanşını aldığı söylenen :) romantik bir film Nights in Rodanthe. Kocasıyla boşanmanın eşiğinde olan Adrienne, yakın bir arkadaşının küçük oteline birkaç günlüğüne göz kulak olmak için Rodanthe'ye gider. Otelin o haftasonu tek misafiri doktor Paul'dür. Otel küçük olduğu için kahvaltıyı, yemeği, çayı, kahveyi hep Adrienne yapmaktadır. E böyle sıcak, tatlı bir ortamda iki yetişkinin yakınlaşması çok normal.(filmlerde!) Sohbetti, muhabetti, şaraptı, fırtınadan korunmak için koynunda saklanmasıydı filan derken, baya baya birbirlerine aşık olurlar. Ancak Paul, kendi gibi doktor olan oğluna yardıma gidecektir. Neresiydi şimdi tam hatırlamıyorum da, uzak bi ülkeye işte. Bu süreçte sürekli mektuplaşırlar, adeta liseliler gibi. Derken bir gün Paul'ün mektupları kesilir. Acaba neden ? İzleyin ve cevabı bekleyin. Ağlatabilir.

IMDb sırası ve puanı : 0 - 6.0

     Akıllara durgunluk veren, artık kült olmuş bir film Mr. Nobody. 2009 yapımı, başrolde oyunculuk dersi veren Jared Leto. Muhtemelen izlemişsinizdir de, yani hani izlemediyseniz hemen bi not alın. Ben filmlerde paralel sonları seviyorum, bu filmde paralel sonun allahı mevcut. Küçük bir oğlan çocuğu olan Nemo, ayrılan annesi ve babası arasında kalır. Babasıyla kalırsa ne olur, annesiyle giderse ne oluru izlediğimiz film, bize her seçimin hayatımızda ne denli büyük farklılıklar yaratabileceğinin güzel bir dersini veriyor. Ergen Nemo ve yetişkin Nemo'nun birbirinden farklı hayat hikayeleri çok zekice kurgulanmıştı. Kafanız çok karışıyo bi kere onu söyliyim. Çok sakin ve kafanızın rahat olduğu bi zamanda izleyin. Süresi de 2 saatten uzun olunca, size arkanıza yaslanıp bu muhteşem film ziyafetini çekmek kalıyor.


SEVDİKLERİM

* Nemo'nun hayatına giren üç kadının da farklı renklerle karakterize edilmesine bayıldım. Kırmızı-aşkı, mavi-depresifliği, sarı-hırsı ifade etmekteymiş. 

* Jared Leto'nun özellikle akıl hastanesi sahnelerindeki oyunculuğu beni çok rahatsız etti. Rahatsız etti derken kötü anlamda değil, baya baya o içinden çıkılamaz kaosu bakışlarıyla bana hissettirdi. Adam büyük oynamış.

IMDb sırası ve puanı : 851 - 7.9





     Çöp.







IMDb sırası ve puanı : 0 - 4.1

Yorumlaşmak ve karşılıklı olarak bir şeyler paylaşmak, şu blog işinin en güzeli. Okuyan herkese çok teşekkürler. Haftanız sorunsuz ve güzel geçsin!



4 yorum:

En Sevdiğim Filmler / 2015

01:32 merababenseda 5 Comments


Dünyaca ünlü sinema dergileri, web siteleri; 2015'in sen sevilenleri listelerini yapar da ben yapmaz mıyım? Yaparım. İşte karşınızda, 2015 yılında izleyip en çok beğendiğim filmlerin listesi. Filmlerden daha önce bahsettiğim postların linkini de oracığa bırakıyorum :)

dabba


yıldız haritası


munich


yaşlılara yer yok


unutma beni


köstebek

The Departed (ef-sa-ne)

büyük budapeşte oteli


iki kadın bir erkek


terminal


dünya savaşı z


Julianna Moore 'un üç filmiyle beraber girdiği listemi olur da okur, incelerseniz, bana bir selam bırakmayı unutmayın :)

Yeni yılda başta sağlık, sonra da tüm insanlara vicdan diliyorum. 2016'da bolca görüşmek üzere!










5 yorum: