NELER İZLEDİM #35

14:34 merababenseda 6 Comments

volver

Merhaba canım okuyucu. Çok uzun zamandır uğrayamadım buraya. Bu süre içerisinde teyze oldum! Günlerim süt kokulu minik bi mucizeyle geçerken, filmlerime de ara verdim. Ancak bomba gibi geri döndüm. Bu aralar sık sık uğrayınız, zira postlar peş peşe gelecek.
Not: Bu yazıyı yazıp, programa koyduğumda; güzel ülkem en azından umut içerisindeydi. Böyle olmasını hiç istemezdim...

dönüş
     Sanırım Pedro Almodovar ile ilk tanışmam bu filmle oldu. Ne yazık! Filmin baş köşesine kadınları yerleştiren bunu en iyi yapan yönetmenlerden biri olduğunu anladım. Güzeller güzeli Raimunda, kızı ve kızkardeşiyle oldukça sıradan ama zor bir hayat yaşamaktadır. Hayatta kalmak için birden fazla işte bile çalışan Raimunda'nın hayatı, teyzesinin ölümünden ve kızının başına gelenlerden sonra tamamen değişir. Çünkü; yangında ölen annesi, büyük bir sırla beraber yarım kalan işlerini tamamlamak için geri döner. Ayrıca saklaması gereken bir adet de ceset vardır! Üç kuşak kadının başlarına gelenler öyle bizden ki, yönetmene ve oyunculara hayran kalmamak elde değil. Zaten başroldeki altı kadın da 2006 Cannes Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülmüş. Büyük başarı. Bu filmi mutlaka izlemelisiniz. Yorumlarınızı merak ediyorum.

SEVDİKLERİM
* Penolepe Cruz'un alelade yapılmış siyah göz makyajı.
* Her ne kadar ses O'na ait olmasa da, şarkı söylediği sahnede güzel bir oyunculuk dersi vermesi.

İLGİNÇ BİLGİLER
* Sıradan bir kadın profiline erişmesi istenen Penolepe Cruz'un, poposunun daha büyük görünmesi için yapay popo takılmış. Yönetmenin özel isteğiymiş. kadın bir popoyla bambaşka bi karakter yaratmış.

öldürme zamanı
      Nefis bir film daha. A Time To Kill karşınızda. 1996 yılına gidiyoruz. Siyah-beyaz ayrımının hüküm sürdüğü bir kasabada, siyahi bir adamın 10 yaşındaki kızı tecavüze uğrar. Tecavüz edenler de (bu şekilde bahsetmek istemezdim ama açıklayıcı olması için siyah-beyaz demek durumundayım) beyaz ve ayrıca oldukça ırkçı insanlardır. Suçlular yakalanır, yargılanmak üzereyken küçük kızın babası öfkesine yenik düşer ve kızına bu iğrençliği yapanları öldürür. Film bundan sonra babanın, yani bir siyahiye yapılan ırkçılığın adalet dünyasındaki yerini işliyor. Avukat Jack Tyler ve Ellen, babayı kurtarmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Bu uğurda ellerindeki her şeyi kaybetseler bile, davalarından vazgeçmezler. Gerçekten tokat gibi bir film. İzlerken duygudan duyguya sürükleniyorsunuz. Baba rolünde izlediğimiz Samuel L. Jackson, bu rolüyle Altın Küre'ye aday gösterilmiştir.

SEVDİKLERİM
* " Now imagine she's white." Filmi tek başına özetleyen efsane bir replik.

günbatımından şafağa
     İzleyicileri "nefret edenler-çok beğenenler" şeklinde ikiye ayırmış bir film From Dusk Till Dawn. Başrollerinde gençlik haliyle kasıp kavuran George Clooney, filmin aynı zamanda senaryosunu da yazan Quentin Tarantino, dehşet güzellikteki Salma Hayek var. Baştan söylemek istiyorum, film tamamen ters köşe. İlk yarı ve ikinci yarı arasında, filmin türü bambaşka bi boyuta geçiyor. Ben bunu bilmeden izledim ve "noluyo şimdi yaa" diye diye izledim. Seth ve Richard birbirlerinden tamamen farklı iki kardeştir. Yasadışı yollarla para kazanırlar. Yine bir gün önemli bir iş için Meksika'ya gitmeleri gerekir. Sınırdan geçmek için karavanla tatile çıkmış bir baba, kızı ve oğlunu rehin alırlar. Bundan sonra hep beraberlerdir. Filmle aynı adı taşıyan gece klubüne vardıktan sonra her şey tamamen değişir. Harika kızların dans ettiği bir gece kulübünde işler ne kadar rayından çıkabilir ki? İzleyin ve görün :)

İLGİNÇ BİLGİLER
* Salma Hayek'in dans ettiği piton, gerçekmiş! 
* Erkeklerin büyük bir beğeniyle izlediğini tahmin ettiğim pitonlu dans sahnesinde, Salma Hayek'in herhangi bir kareografisi yokmuş. Yönetmen Robert Rodriguez sadece müziği hissedip dans etmesini istemiş.

the selfish giant
     Sizi çok derin düşüncelere sevk edecek bir film The Selfish Giant. İki küçük yakın arkadaş Arbor ve Swifty başrollerimiz. Geçim sıkıntısı yaşayan iki ailenin çocukları olarak hayata devam eden bu minikler, okuldan arta kalan zamanlar hurdacılık yapmaktadırlar. Tamamen tesadüf eseri para kazanmaya başladıklarında, okula gitmektense işe gitmek Arbor'a daha tatlı gelmiştir. Zaten Arbor, Swifty'e göre çok daha yaramaz bir çocuktur. Zaman zaman yanlış işler de yapsalar, kazandıkları parayı ailelerine vermek en büyük mutluluklarıdır. Ama film, öyle acımasız, öyle iç acıtan bir sonla veda ediyor ki, ağlamamak mümkün değil. Hikaye aslında bizlere hiç yabancı değil. Etrafımızda böyle çocuklar hep görüyoruz. Ama sonunun böyle olacağını tahmin edememiştim. Gerçekten iyi ki izlemişim dedirten bir film. Festival filmi sevenlere şiddetle öneriyorum. Tek rahatsız edici nokta, oyuncuların ağır bir ingiliz aksanıyla konuşması. Bazen rahatsız edici olabiliyor -ki bazı ülkelerde ana dilleri ingilizce olmasına rağmen, ingilizce altyazıyla seyirciyle buluşmuş.

aşka dair
     Gerilim ve dram dolu filmlerden sonra, içinizi açacak bir filmle kapanışı yapalım. Filmimizin adı A Case of You. Yazarlık hayatında pek de iyi dikiş tutturamamış olan Sam, her gün gittiği kafede sarışın tatlı bir kıza aşık olur. Şanslıdır ki, kız orada çalışmaktadır. İstediği zaman onu görebilmesinin yanında, ismini de öğrenir. Günümüzün olmazsa olmazı Facebook sağolsun, Sam'e bu yolda çok yardımcı olacaktır. Kızımız Birdie'nin profilinde gezinerek, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığını öğrenir. Gitar çalan erkeklerden mi hoşlanıyo, hemen ders alır. Sevdiği bir kitap, hemen okunur. Böylelikle Birdie'ye ideal bir sevgili olduğunu kanıtlayacaktır. İşler beklediğinden de kolay gider ve birbirlerine aşık olurlar! Ama olmadığı biri gibi davranmak, Sam'i bir noktadan sonra yıpratacak mıdır acaba? Çok tatlı bir filmdi. Başroldeki kızı çok sevdim. Müzikler de başarılıydı. İzlenesi.

Sağ tarafta, son zamanlarda izlediğim filmlerin afişlerini görebilirsiniz. Yani bu demek oluyor ki, merak ettiğiniz filmleri görürseniz beklemede kalın. Öne almamı istediğiniz varsa yorumlarda belirtebilirsiniz. Okuyup, zaman geçiren herkese çok teşekkürler. 

6 yorum:

  1. güzel filmlerle dönmüşsün :) bir sonraki yazıyla arayı fazla açmazsan seviniriz, takipteyiz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi ara gerçekten yoldan çıkmış, saçma sapan filmlerle beynimi uyuşturuyordum farketmişsin :D

      Beğenmene sevindim. Bikaç güne yeni post yayında olur. Takipte kal!

      Yorumun için çok teşekkürler...

      Sil
  2. Sinema aklıma geldikçe ilk senin ismin dillerde :)) Bu arada filmler muhteşem izledim çoğunu ama pedro almadovar deyince avrupa sinemasının en iyi ismine selamlar olsun derim Annem hakkında her şey filmini tavsiye ederim, pişman olmadan izleyeceğin bir başyapıt, diğerleri konusunda robert rodrigez kırmızı çizgimiz kendisi ve tarantino bizim ışığımızdır :)))
    Ayrıca repliğe vurgu yapacaktım sen yazmışsın zaten, diğerlerini izlemedim ama en kısa sürede izlerim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pedro Almodovar radarıma hızlı bir giriş yaptı. Bahsettiğiniz filmi de çokça gördüm :)

      Tarantino konusuna girmek istemiyorum, adam ölürse ağlarım o derece :D

      Replik, filmin tek cümlelik özetiydi, hatırlamanıza sevindim.

      Yorumlarınız beni havalara uçuruyor. Yani birilerinin bi yerlerden okuyup, tavsiye aldığını bilmek öyle harika bir şey ki! Staj zamanı böyle bir film kültürünüz olduğundan hiç bahsetmemiştiniz, beni şaşırtıyorsunuz Sertaç Bey :)

      Yine bekliyorum...

      Sil
  3. volver hastayım yaa. woman on the top izleseneeee.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ooo Penolepe ablamız varmış yazdım kenara deep seni mi kırıcam :) zaten bu ara senin blogdaki filmler kuşağına takıldım bak bak ufkum genişliyo. hep yaz

      Sil