NELER İZLEDİM #17

10:00 merababenseda 15 Comments

   

Uzun süredir haftasonu kavramım yoktu. Ama ne güzel bir şeymiş şu cumartesi, hele pazar, ahh allahım. Şimdi haftanın beşliğiyle beraber sizinle birkaç dakika geçireceğiz. Yaslanın arkanıza. Belki güzel filmler keşfedersiniz.

   Eminim daha önce böyle bir film izlememişsinizdir. En azından ben izlemedim. Konusu, mekanlar, ışıklar bi değişik geldi bana ya. Ama kötü anlamda değil, sevdim filmi. Konusu şu şekilde: Amy ve nişanlısı beraber güzel bir evde yaşamaktadır. Amy, yemek yapmaya, yemeye ve insanları yedirip saatlerce yemeğin aroması hakkında konuşmaya bayılan bir kadındır. Nişanlısını zaman zaman çıldırtsa da huyundan vazgeçemez. Hatta yemek yaparken sahne bir anda yemek programı setine dönüşüyor, ışıklar filan patlıyor, harika olmuş :D Karşı komşuları Saffron da küçüklükten beri oyunculuk yapan, ama artık kariyerinde düşüşe geçmiş, psikolojik sorunları olan bir kadındır. Yemek yiyememe sorunu var. Amy ile aralarında çok farklı bir ilişki başlar. Derken birgün Saffron ortadan kaybolur ve bir polis O'nu aramak için Amy'nin kapısını çalar. Alttan alttan geren bir film. Sonu dehşet değişik. Etkilendim. Farklı bir alternatif olduğu kesin.

   Yeni başlayan eski film merakıma eşlik eden güzellerden biri Gentlemen Prefer Blondes. Esmer arkadaşlarım, isme çok fazla alınmazsa keyifli bir film izleyecekleri kesin. Başrollerde Marilyn Monroe ve Jane Russell'i izlediğimiz bu 1953 yapımı filmin konusu hayli matrak. Dorothy ve Lorelei sahne şovları sunan iki güzel bayandır. Lorelei (Marilyn Monroe) biraz safça bir kadındır, Dorothy ise oldukça oturaklı. Lorelei, zengin koca bulup evlenmenin hayallerini kurarken; tavladığı kendi gibi safça bir adamı ikna etmeyi başarır. Adamın parasıyla da gemiye atladıkları gibi Paris'e yola çıkarlar. Gemide başlarına gelmeyen kalmaz tabi, Lorelei boş durur mu. Orda da bir mücevherin peşine düşer. "Mücevher takacak yeni yerler bulmaya bayılıyorum" repliğiyle beni benden alan Marilyn Monroe'nun kusursuz güzelliğini izleyeceğiniz film, önemli listelerde de üst sıralarda yer alıyor.

     Araya bir de romantik komedi sıkıştıralım. Failure to Launch. Filmin afişinin dandikliği dışında çerezlik olduğunu söyleyebilirim. Tripp, 35 yaşında hala anne ve babasıyla yaşayan yetişkin bir erkektir. Kendisi bu durumdan ne kadar memnun olsa da anne ve babası artık bir sevgili bulup ayrı eve çıkmasını istemektedirler. Bunu doğrudan biricik oğullarına söylemek yerine, işi Paula'ya bırakırlar. Yani işin uzmanına. Paula, evden bir türlü ayrılmayan erkeklerle sevgili olup, onları ayrı eve çıkmaya ikna etmek gibi, saçmalar saçması bir mesleğe sahiptir. Tripp'in talihsiz sahneleri, Zooey Deschanel'in tatlı mı tatlı mimikleri, Bülbülü Öldürmek'e güzel atıfları ile kendisini izletmeyi başaran film 2006 yapımı. Ama en güzelini sona sakladım: Sarah Jessica Parker! Arada gözlere bayram niyetine Bradley Cooper var kızlar dikkat!

     Uçakta geçen filmleri hepimiz seviyoruz bence. Bu da onlardan biri, 7500. Konusuna ilk başta çok vakıf olamamakla birlikte, sardı beni. Şeytan tüyü var filmde arkadaşlar. Yoksa bu senaryoyla ortalamayı zorlar. Los Angelas'tan Tokyo'ya doğru uçuşa geçen uçakta, her telden insan vardır. Yeni evli bir çift, boşanma arefesinde bir başka çift, gotik bir kızımız, pilotla fingirdeyen hostesimiz, hamile miyim acaba diye düşünüp duran bir kadın, sonracığımaa Jamie Chung var. Yolculuk sırasında doğaüstü olaylar filan oluyor. Film kötü değildi kesinlikle, sıkılmadım ama bence anlatılan hikayelerin ucu açık kaldı. Öyle olunca da saçma olmuş. Mesela o ölen adamın olayı neydi? Kan bulaşmasının bir yere bağlanmasını bekledim hep. O kadar gösterdiler ki. İzlemeyin diyemem, keyif alanlarınız muhakkak olacaktır. Ben biraz nötrüm.

 

      Stephan King'in romanından, çok afedersiniz, rezil edilen bir film uyarlaması Dreamcatcher. Üzerine konuşmak bile istemiyorum. Zaten muhtemelen konuşamam çünkü hiçbir şey anlamadım yemin ederim. Bir kere hasta çocuk, küçükken normal görünümdeydi. Büyüyünce ağzı, yürüyüşü hasta insan moduna sokmuşlar. Neyse yaa, filmden sıfır keyif aldım. Onu söyliyim. Ay bi de King bey kitabın haklarını 1 dolara satmış. O bile fazla o.




     Çok negatif bitirdim yazıyı affedin :D Şimdi yorumlarınızı bekliyorum, izledikleriniz ya da dur bi Seda ya şunu izliyim dedikleriniz varsa yazmayı unutmayın. Keyifli haftasonları hadi bakalım.

15 yorum:

  1. Son iki film benim sevdiğim türden filmler. Ancak pek sevmemişsin onları da :) yine de denk gelirse o filmlere bakacağım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişiye göre değişebiliyor tabii ki, ben eğer bi filmi anlamıyorsam benden çekeceği var :D
      Mutlaka bir izle, belki sonra benimle paylaşırsın fikirlerini :)
      Keyifli haftasonları...

      Sil
  2. Selam;
    Şu ilk filmi hemen not alıyorum epeyce merak ettim doğrusu benlik gibi geldi:) Failure to launch severek arada sırada tv de çıktıkça izlediğim bir film, çıtır çerez gibi bi nevi. Uçaklı filmler hiççççççç bana göre değil hem zaten sinirleniyorum neden insanları strese sokuyorlar ya hay allam:) Dreamcatcher üzerine sayfalar yazabilirim, sinemada izlemiştim bir de ben bunu ne ümit ve hayallerle. Dreamcatcher felsefesine dair çok şey beklemiştim çıka çıka adamın kıçından kurt çıkmıştı ahhaahaa sinirim bozuldu bak hatırlayınca:) Annem sorduğunda da aynen bu cevabı vermiştim hatta hala güleriz, kesinlikle zaman kaybı ötesi bir saçmalık...İkinci filmi nedense merak etmedim ama denk gelirsem izlerim öyle diyeyim bari:) Umarım ilkini bulurum nette:)
    Sevgiler
    Mutlu hafta sonları olsun size, ahh bize başladı bile hafta öffff:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk film bomba yaa, çok değişik bi filmdi. Bulabilirsen izlemelisin.
      Failure to launch aynen çok çerezlikti yaa kafa dağıtmalık tam :)
      Oh ya, Dreamcatcher hakkında böyle düşünen insanlar bulmak güzel, yoksa sorun kendimde sanıcaktım. Yorum çok iyiymiş ayyynen dediğin gibi oldu :D
      İkinci film öyle aman aman değildi ama denk gelirsen neden olmasın :)
      Sizlere de iyi haftalar öyleyse, oflama hiç, olsun, hemen biter ki :)
      Sevgiler...

      Sil
  3. Deramcatcher çıktığı zaman merakımdan çatlayacaktım. Fragmanları ve tabi ki Kızılderililerin rüya tutucu totemi de filmde olunca çoook merak etmiştim. Bunaların arasında favorim odur...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama film mi kitap mı dersen daima kitap...

      Sil
    2. Ya bizim yıldızımız barışmadı filmle ama o mistik havayı vs merak edenler için izlenebilir bir film. Zaten yorumlara bakılırsa kitap daha başarılıymış. Ki zaten hep öyle değil midir?

      Sil
  4. gelcem yine de bak yeni seçkim geldi bikaç kaçmaz film var he :)

    YanıtlaSil
  5. Failure to Launch, severim bu filmi. Gel gör ki geri kalanını izlemedim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O filmi de bilen baya insan varmış ya, ben kıyıda köşede kalmış sanıyodum :)

      Sil
  6. Marilyn'in her filmi gibi bu da harika, ben çok severim, blog'da da eğer takip ediyorsanız sık sık yazarım... Hatta bir filmi tiyatroya uyarlandı, geçenlerde yazmıştım...: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marilyn'i bilmeyen yoktur, ama filmlerini izleyen çok nadir insan vardır. Onlardan olmak istemedim :)
      Ben tiyatro çok severim, ilgili yazılarınızı beğenerek okuyorum.

      Sil
  7. Ben de 2. film dışında diğerlerini izlemedim. Birinci filmi de en kısa zamanda izlenecekler listeme ekledim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk film değişik yaa, farklı bir tat. İzleyin mutlaka :)

      Sil