NELER İZLEDİM #42

10:00 merababenseda 4 Comments


Herkese merhaba, şahane bir haftayı daha geride bıraktık. Eski yazma hevesime geri döndüğüm bir gerçek, hatta içerikte biraz değişiklik yapıp, vizyondaki filmlere de göz atacağız. Haydi başlayalım.

     Nejat İşleri'i severim, Serenay Sarıkaya'da çok güzel kız, ses tonu filan oldukça etkileyici. İkimizin Yerine filmine gidip biraz ağlamak istedim aslında. Aaa tabi, ben artık tek başıma sinemaya gidiyorum, içimi çeke çeke ağlıyorum bi kenarda çok güzel oluyo. Tabi girerken ve çıkarken insanlar tek başıma gelmiş olmamı biraz garipsese de, çok keyifli oluyor, bir gün sen de dene mutlaka :) Çiçek, 18 yaşında, oldukça sıradan bir hayata sahip lise öğrencisi bir genç kızdır. 18. doğumgünü pastasının mumlarını üflerken, hayatını tamamen değiştirecek bir dilek dilediğinin farkında değildir. Yeni gelen edebiyat hocasına aşık olup, ondan özel ders almanın da yolunu bulan Çiçek, yaşının da verdiği heyecanla bambaşka hayallere kapılır. Bu süreçte ailesinde de bir takım gariplikler olduğunu farkeder. Çok detaya giremiyorum, çok spoiler a müsait bir konusu var. Bir ara noluyo yaa ensest ilişkiler mi dönüyo burda diye sorgulamanız çok muhtemel ama başarılı bir kurtarış var senaryoda. Ben keyif aldım aslında filmden ama sanki biraz uzundu. Yani hadi artık biraz çabuk aksın dediğim zamanlar olmadı değil ama güzel oyunculuklar ve klasik bir aşk hikayesi izeyip biraz ağlamak isteyen bünyeleri tatmin edecektir.

     Duyduğuma göre çok acımasız eleştirilere maruz kalmış Benim Adım Feridun. Ben herhangi bir yorum okumadan, fragmanını izlemeden gittim. Çağan Irmak severim, Halil Sezai'nin de asıl mesleği olan oyunculuğundan çok ayrı bir keyif alırım. Kaçırmak istemedim açıkçası ve salonda yerimi aldım. Ersan, 4 yıllık ilişkisi olan, geçimini çeviri yaparak kazanan oldukça sıradan ve sevgilisine göre sıkıcı bir adamdır. Bir gün sevgilisi tarafından terkedilir. Özge Borak ile olan bu ayrılık sahnesi, filmin açılış sahnesi ve başarılı oynadılar. Gerçi Özge Borak biraz ağlayamama sorunu yaşadı ama herneyse. Derkeen bizim Ersan, ayrılık acısıyla başetmeye çalışır. Bir süre sonra Erdek'e annesinin yanına gidip kafa dağıtmak ister. Bir akşam sahilde içerken bir düğün olduğunu görür. Amacı girip bikaç kadeh bi şeyler içip çıkmaktır. Ama damadın babası bizim Ersan'ı görüp "Feridun'um hoşgeldin" diye boynuna atlayınca işler karışır. Yıllardır küs olduğu kardeşinin oğlu sandığı Ersan'ı alıp masalarına oturturlarve büyük bir yanlışa batar Ersan. Artık kendisi de kaptırır bu yalana kendini ve bir anda Feridun gibi davranmaya başlar. Filmin çoğu aslında bu düğün salonunda geçiyor. Büşra Pekin de asi bir kadın olarak Ersan'ın aklını başından alır tabii. Ben büyük bir keyifle izledim. Oyunculuklar bi kere çok iyiydi, espriler dozundaydı. Salondan mutlu ayrıldım, tavsiye ediyorum ben. Şöyle içinizi ısıtacak, yer yer güldürücek tatlı bir film.

     Son vizyon filmimiz ise İkinci Şans. Asmalı Konak'tan sonra Nurgül-Özcan çifti tekrar yan yana! Cemal; 40 yaşında, oldukça başarılı bir restoran sahibi, genç kızlarla vakit geçirmeyi seven bir adamdır. Yasemin de 40 larındadır. Özel bir okulda matematik öğretmenliği yapan Yasemin'in Çiçek adında bir de kızı vardır. Her ikisi de yalnız birer anne ve baba olan Yasemin ve Cemal'in yolları, çocuklarının sayesinde tesadüfü bir şekilde kesişir. Oldukça sert geçen ilk görüşme sonrası birbirlerinin gönlünü alan ikilimiz, farketmeden birbirlerinin çekimlerine kapılır. Ama Cemal'in o büyük, karışık dünyası Yasemin'i korkutur. Eski kocasının kendisini genç bir kız için terkettiği zamanları hatırlayarak bu aşktan kaçar. Filmin çoğu sahnesi çok gereksiz olmakla beraber birkaç sahnesi beni yine salak gibi ağlattı :D Bir kere Nurgül Yeşilçay çok çok çok güzel bi kadın. Yani ağzım açık izledim her sahnede. Genç aşkları izlemeye alışkınız ama böyle orta yaş aşkları da ayrı bir hüzünlü oluyormuş onu farkettim. Tavsiye edebileceğim bir film değil, en azından sinemada izlemek için ama ilerde bir pazar günü kafa dağıtmalık bir film olabilir. Çok kötü değildi. Özellikle favorim Özcan Deniz'in oğlu rolündeki Mahmut. Filme çok ayrı bi hava katmış :)

     Margot at the Wedding, çok sıkıcı bir filmdi allah affetsin. Sırf Nicole Kidman ve aşkım Jack Black için izledim ama kurtarmadı. Margot, oğlu ile birlikte kızkardeşinin ikinci evliliği için yanlarına gider. Burada bir yandan düğüne hazırlanırlar, bir yandan iki kız kardeş yer yer gerilimli anlar yaşarlar. Annelerinden kalma evde geçen olaylar, saçmalar ötesiydi. Ağaca çıkmalar, saçma muhabbetler, aldatmalar, kıskançlıklar vs içim şişti. Sanırım tek eğlendiğim sahne Jack Black'li sahnelerdi. Sonu da oldukça saçmaydı. İzlemeyin sevgili okurlarım.




      Oblivion ile ilgili söyleyecek çok sözü olanlar mutlaka vardır ama benim yok. Beğenmedim, daha doğrusu anlamadım. Kafam çok karıştı, kim haklı, neden öyle, acaba hangisi doğru diye diye çok bulandı beynim. Konusu şöyle; dünya üzerinde savaşlardan sonra kalan hayati kaynakları kurtarmakla görevli Tom Cruise, bir gün devriye gezerken bir kadınla karşılaşır ve Onu alarak yaşadıkları yere getirir. Kadının gelişiyle birlikte bir çok şey su yüzüne çıkar ve aslında neden orda olduklarının farkına varır Tom abimiz. Bu türü sevenlerin yüzünü güldürecek bir film olduğu kesin ama benim arşivimde çok da önemli bir yer edinemedi.




Uğrayıp, kurduğum cümleleri okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Haftaya tekrar görüşmek istiyorum. Yazma aşkımı kaybetmeden tabi! Hepinize şimdiden güzel ve bol filmli bir haftasonu diliyorum. Görüşmek üzere!

4 yorum:

  1. Ne güzel ,net bir yayın olmuş ; ellerine , emeğine sağlık :)

    ikimizin yerine yi merak ediyorum açıkcası ama Türk yapımlar 3 aya kalmaz tv ye düşüyor diye gitmiyorum çok çok nadir gittiklerim oluyor arada tabi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yeni yeni sardım vizyon filmlerine, bu sefer böyle oldu. Televizyona karşı bi alerjim olduğu için bi süre daha böyle sanırım :D

      Beğenmene çook sevindim, yine gel!

      Sil
  2. Vizyonadaki filmlere uğramak da ayrı bir güzel oluyor :)
    İlk ikisini ben de izledim ve hemen hemen aynı şeyleri hissetmişiz :)
    İkinci şans beklemede, hala gideceğim...
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa ne güzel, iki tanesine gitmişsin bile <3

      İkinci Şans hakkında diğer yorumları okumadım, diğer izleyenler ne düşünüyor merak ediyorum açıkçaşı, İzledikten sonra blogunda yaz mutlaka, bi uğrayıp okumalı!

      Sil