NELER İZLEDİM #4

12:00 merababenseda 0 Comments

     Merhaba sevgili okuyucular. Bu pazar sizler için ordan burdan bir 5lik hazırladım. Bakalım neler izlemişim.

     Evet canım, senin de ruhunda kanatların var anladık. Bir filmin şarkısı ancak bu kadar bıktırabilirdi beni, sağolsun kızlarımız, sağolsun. İstanbul'da yaşayan zengin, ortam kızımız Eylül ile Bozcada'da yaşayıp çizimler yapan safça bir insan olan Tekin'in hikayesi. Çok detaya giremiyorum ki spoiler yemeyin diye. Zamanında sinemada reklamını görüp sevgiliye gidelim demiştim, kısmet olmadı, evde mantı eşliğinde kızkardeşle izledik. Güzel oldu. En başta filmi beğendiğimi söylemek istiyorum. Türk filmlerine kulp takmayalım, lütfen. İzlenesi bir film. Mesela güzel bir cumartesi akşamı filmi kesinlikle. O Hayat Benim'den bayılarak izlediğim Ceren Moray'ı da görmek sevindirdi. Evet evet, yanlış duymadınız, O Hayat Benim. IMDB puanı 7,5 filmimizin.


     Family weekend. 2013 yapımı baya baya çerezlik bir film. Başroldeki kızımız, ip atlama yarışmalarına katılıp dereceler alan başarılı biri. Ancak ailesinden hiç kimse kendisini izlemeye gelmiyor, o derece kopuk bir aile. Anne işkolik, baba doğa aşığı ressam, kardeşlerden biri -ki mükemmel bir oyunculuktu, taxi driver'dan leon'a kült filmlerden taklitler yapar, biri gay olduğunu söyleyip dikkat çekmek ister, en küçüğü garibim zaten napsın o da dolanıyor ortalıkta. Böyle çılgın bir aile. Bunlardan bıkan büyük kızımız bir gün annesi ve babasını evde rehin alır ve yeniden aile olmaları için vakit geçirmek ister. Yer yer kahkaha attıran, sıcak bir film. Family dediğine bakmayın, çocuklara göre değil, ayıplı sözler bolca mevcut. Ayrıca başroldeki kızın 28 yaşında olduğunu öğrenmemle şok geçirdim efendim.




   Çok değişik bir film Microphone. 2010 yapımı, Mısır'da geçen filmin en enteresan yanı tamamen Canon 7D ile çekilmiş olması. Ve bence kesinlikle güzel bir iş çıkarmışlar. Konusu öyle çok anlatılacak türden değil aslında. Mısır'daki yeraltı müzik gruplarına bir bakış açısı diyelim. Çok güzel Arapça müzikler keşfedeceğinize eminim. Süresi biraz sıkıntı,2 saat. Uzun geldi biraz ama, böylesine farklı bir filmi arşivime kattığım için mutluyum. IMDB puanı 7,3 olan film, festivallerden de ödülle dönmüş.




     Son zamanlarda izlediğim en komik film sanırım In and out. 1997 yapımı, başrollerde Kevin Kline ve John Cusack'ın olduğu bir komedi. Kevin Kline'yi life as a house ile sevmiştim, John Cusack'ın ise hem kendisine hem abisine hayranım. Kevin ile John 3 senelik birlikteliğin sonunda nihayet evlilik arifesine ulaşmıştır. Ancak hayatları, eski bir öğrencilerinin Altın Küre!! ödülünü alırken Kevin'in homoseksüel olduğunu açıklamasıyla kabusa döner. Öyle misin, değil misin, acaba öyle miyim derken film alıyor başını gidiyor. Gerçekten çok eğlendim. Özellikle Kevin'in bir öpüşme sahnesi var ki evlere şenlik. IMDB puanı 6.3, Rotten Tomates puanı ise 73 olan filmin yönetmeni ise Frank Oz. Kesinlikle neşeli bir pazar filmi!



    2001 yapımı The Mexican, Brad Pitt, Julia Roberts ve James Gandolfini (R.I.P.) nin başrollerinde oynadığı aksiyon, suç, macera dolu bir film. Yönetmen Gore Verbinski, Karayip Korsanları filmlerinin ikisini ve Maskeli Süvari filmini de yönetmiş. Brad, zorunlu olarak Meksika'ya bir antika silahı bulup getirmek için gider. Sevgilisi Julia gitmesine tepki gösterir, kavga eder, ayrılırlar. Derken Brad'in Meksika'da ordan oraya koşuşturmaları, Julia'nın klasik olarak karşı çetenin elemanı tarafından rehin alınmasını izliyoruz. Benim filmde en sevdiğim olay James Gandolfini'ydi. O kadar valla. Filmden pek hoşlanmadım. Erkeklerin daha çok keyif alacağını düşünüyorum. IMDB puanı 6.1, Rotten Tomatoes puanı ise 56.



     Siz bu aralar neler izlediniz, anlattıklarımdan izledikleriniz var mı? Paylaşın efendim.

0 yorum: