NELER İZLEDİM #2

12:00 merababenseda 0 Comments

     Keyifli pazarlar! Bugün yine bir 5 film daha konuşacağız. Çok çok beğendiğim ve mutlaka izlemenizi istediğim filmlere özel post hazırlıyorum. Bu beşlikler yani öyle arada derede kalmış, çerezlikler, belki de oldukça lanet filmler olacak. Her hafta kontrol etmeyi unutmayın! Hadi bu haftanın filmlerine başlayalım.


   The Education of Little Tree'yi Türkçeye çevirmeye gönlüm razı olmadı vallahi. Ama filmi izleyince biraz daha mantıklı oluyor. Kızılderililer çocuklarına nesne adı verirlermiş. Vaov, ilginç! Her neyse; bizim Küçük Ağaç, annesi ve babası peş peşe öldükten sonra, dedesi ve babaannesi ile yaşamak için dağlara ovalara çıkar. Kızılderili geleneklerini, okumayı yazmayı, viski yapmayı bile öğrenmeye başlar. Kitaptan çevrim bir filmmiş. Aslında kitabını okumayı tercih ederim. Küçükken böyle kitapları aşırı severdim. Belki okumayı istediğim binlerce kitabın arasından bir ara fırsat bulurum. Çok sıcak, çerezlik bir film. 2 saatlik de uzun bir süresi var. IMDB puanı 7.2, Rotten Tomatoes puanı ise 59.




    Trading Places 1983 yapımı 2 saatlik bir film. Başrollerde Eddie Murphy ve Dan Aykroyd'u izliyoruz. Dan, bir şirkette önemli bir pozisyonda oldukça çalışkan bir çalışan. Eddie ise sokaklarda sakat rolü yapan bir dilenci. Dan'in iyi huylu, yalan söylemeyen hallerinden bıkan patronlar onun daha dişli bir çalışan olmasını isterler. Derken işte Eddie ile yerlerini değiştirirler. Biri artık daha iyi biri olurken, diğeri eski yerine geçmek için çirkinleşir. Yine çerezlik bir film. Yalan da söylemiyim, odamın tozunu alırken bi yandan da filmi izledim. Çok da eğlenmedim. Tek sevdiğim yanı Jamie Lee Curtis'in gençlik hallerini görmek oldu. IMDb puanı 7.5, Rotten Tomatoes puanı ise 88.




     Bu beşlikte en sevdiğim film bu oldu sanırım. Çünkü Robbin Williams'ı en şeker izlediğim filmlerden. Oynadığını bilmiyordum, görünce acayip mutlu oldum. 1995 yapımı 103 dakikalık bir film. Başrollerde Hugh Grant ve Julianne Moore olan filmin yönetmeni Harry Potter'ın ilk iki filmine ve Evde Tek Başına serilerine de yönetmenlik yapan Chris Columbus. Bu tatlı sevgililer, beklenmedik bir hamilelikle ilişkilerinde sorunlar yaşarlar. Ay ben baba olamam, sen benim çocuğuma baba olamazsın tripleriyle geçen bir film, ama itiraf ediyorum, tatlılardı! Robin Williams, Rus (çok keyifliydi) bir doktor. Daha önce sürüngenlerin hamileliği üzerine çalışmış, insanlar üzerinde deneyimi yok! Kahkaha garanti. Alın size pazar filmi. Puanlar; IMDB 5.4 ve Rotten Tomatoes 28. Niye bu kadar düşük anlamadım. Siz onlara bakmayın.


     Wayne's World. Bu filmden sıfır keyif aldım. Ama en komik filmler listelerine girmiş, ödüller almış. Ya ben zaten bu blogu açtıktan sonra anormal bir beğeni skalasına sahip olduğumu kabul ettim. Film 1992 yapımı 95 dakika. İki kafadar evlerinin bodrum katında bir eğlence programı yaparlar. Tamamen kendi imkanlarıyla. Derken birileri keşfeder, kanalla anlaşma yaparlar. Ama tabi bazı kısıtlamalar, sponsor muhabbetleri iki kafadara göre değildir. Sanırım tek güldüğüm yer reklam yaptıkları yerdi. Wayne çok itici bir tipti bence. Hiç hoşlanmadım resmen ya. Yolda görsem yolumu değiştiririm, bunun üzerine gülemedim kusura bakmasınlar. Keşke toz alırken bunu izleseymişim. Ama tabi ortada maddi deliller var. Çok komik diyorlar. Bi izleyin. IMDM den 7, Rotten Tomatoes'tan 85 almış.


     Kızlar, yaklaşın. Hugh Dancy var! 2009 yapımı 100 dakikalık farklı bir film. Adam, asperger sendromuna sahip, yakışıklı (Allah çarpar), zeki bir genç. Yaşadığı apartmana Beth isminde bir anasınıfı öğretmeni taşınır. Kısa zamanda aralarında uzaktan da olsa bir arkadaşlık başlar. Kız tabi öğretmen olmasının da verdiği bir şefkatle Adam'a yardımcı olur. Sevgili olurlar. Burada şaşırdım biraz aslında. Kendimi Beth'in yerine koydum. Öyle biriyle yapabilir miydim diye. Zor bir durum tabi ki. Ama Adam'ı o gömleklerinin üstüne giydiği kazaklarla, o çocuksu halleriyle sevmemek mümkün değil. Müzikleri çok güzeldi. Shazam sağolsun güzel keşifler yaptım. Film, pazar sabahı filmi olmasa da, cumartesi akşamı filmi olabilir. (o nasıl oluyorsa) Biraz eksikleri olsa da mutlaka bir şans verin. Değişik bir film. IMDM den 7.3, Rotten Tomatoes'tan 64 almış Adam.


     Bu haftanın beşlikleri bunlardı. İzlediyseniz ya da izlerseniz konuşalım. Çay da içeriz!



0 yorum: